![]() Avukatlar gününde yağmura rağmen Hukukçular Atatürk Anıtındaydı 8.04.2021 14:57:48
BALIKESİR BAROSU Bu misyon avukatı; demokrasinin, toplum değerlerinin, laik ve sosyal hukuk devletinin hem yapı taşı hem de yılmaz bir neferi kılmıştır. Fakat süreç içerisinde ulaştığımız dönem; avukatı adalet sisteminin dışında bırakmaya çalışan, yargı memurları karşısındaki itibarını görmezden gelen, neredeyse meslek onurunu hiçe saymaya varan bir noktaya evrilmiştir. İşte 5 Nisan Avukatlar Günü’müze yine böylesi karamsar bir tablo ortasında ama umudumuzu karartmadan uzanıyoruz. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti, son yıllarda özellikle hukuk ve demokrasi alanında ivme kaybeden bir ülke olmuştur. Hukuka en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde OHAL süreciyle devre dışı bırakılan yasama faaliyeti, rejimin değişmesiyle iyiden iyiye rafa kaldırılmış, nihayetinde bu gidişat hayatımıza yürütmenin, yasama ve yargıya tahakküm ettiği bir sistemi sokmuştur. Nitekim söz konusu tahakküm altındaki yasama erki, yakın geçmişte tarihi bir karara imza atarak avukatlara rağmen Avukatlık Yasası’nda bir dizi değişikliğe gitmiştir. Aslında “bir dizi” söylemiyle kulağa basit gelen bu değişiklikler, sanki mesleğe vurulmuş bir darbe misali çoklu baronun önünü açarak üniter yapının, delege sistematiğini bozarak demokratik düzenin ayarlarıyla oynamıştır. Hiç kuşkusuz bu süreç, başkentin girişinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde polis barikatlarında türlü eziyetlerle bekletilen baro başkanlarının onurlu duruşunu tarihe yazacak ve öyle hatırlanacak bir süreç olmuştur. Öte yandan, siyasetin dilinden düşmeyen reform paketleriyle; iyileştirildiği, hatta çağ atlatıldığı söylenen avukat haklarının neler olduğu mesleğin her bir ferdi tarafından ısrarla merak edilmektedir. Tüm bu mali sorunları bir yana bırakırsak; buzdağının diğer yüzünde çok daha acı bir tablo karşımıza çıkmaktadır. En az bunlar kadar vahim bir başka husus, 2020 yılı Ekim ayında yapılması gerekirken “pandemi” nedeniyle iptal edilen baro genel kurulları olmuştur. Hiç kuşkusuz, vahamet baro kongrelerinin yapılamamasından ziyade, her şeye rağmen yapılabilen siyasi parti kongreleridir. Zira virüs, baro kongrelerini iptal ettirebilirken; lebaleb parti kongrelerinden izole olmayı başarabilmiştir. Bu idari ve keyfi uygulamalar seçim kurulları tarafından da benimsenerek kararlar verilmesinin oldukça hatalı ve tehlikeli olduğunu, baroların yürürlüğünü başta Anayasadan ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanunundan aldığı ödevleri idari bir kararla yerine getiremediğini, seçim kurullarının bu doğrultuda idari kararın yeterli olmadığını belirterek genel kurul takvimini işletmesi gerekirken "seçimlerin yasaklanması" başlıklı bir takım kararlar ile genel kurulları yasaklamasının hukuka açıkça aykırı olduğunu, Avukatlık Kanunun Madde 86 kapsamında meslektaşlarının toplantılara katılmasının mesleki ödevlere arasında olduğunu, aynı zamanda İçişleri Bakanlığının sokağa çıkma muafiyeti kapsamında da avukatlara mesleki faaliyetleri kapsamında sokağa çıkma yasağına ilişkin muafiyet tanındığını dolayısı ile olağan genel kurulun bu faaliyetlerden olduğu için sokağa çıkma kapsamında değerlendirilmesinin son derece yanlış bir uygulama olduğunu, Ezcümle; avukatın bu derece ötekileştirilip, itibarsızlaştırılırken; hukuk sisteminin avukatsız bir adım yol alamadığı başka bir düzen hiç kuşkusuz yoktur. Buna rağmen, ülkemize bundan sonrası için mesleki sorunlarımızın çözümünden önce demokrasi, adalet ve herkes için eşit işleyen bir hukuk diliyoruz. Kutlayamıyoruz çünkü davaların tarafı gibi görünüp saldırıya uğruyoruz öldürülüyoruz. Kutlayamıyoruz çünkü Kutlayamıyoruz çünkü Kutlayamıyoruz çünkü Kutlayamıyoruz çünkü Kutlayamıyoruz çünkü Kutlayamıyoruz çünkü Kutlayamıyoruz çünkü Savunma görevini yaptığımız müvekkilimizin yargılandığı suçlar sebebiyle suçlanıp tutuklanıyoruz. 5 Nisan Avukatlar gününde tüm meslektaşlarımı onurlu ve dik duruşlarından dolayı saygıyla selamlıyorum . Balıkesir Baro Başkanı Yorumlar
|
Son Haberler
|